11 Ocak 2013 Cuma

CEP TELEFONUMDA UNUTULMUŞ NOTLAR 3

GEÇMİŞTEN GELEN MİSAFİR

Misafire müsait değilim demekten de zordur 'artık seni sevmiyorum çocuk' diyebilmek...

Her evden çıkışımda bir şeyler unutmuş olma ihtimalinin verdiği sarsıntıyla yol boyu kontrol ediyorum çantamı ; anahtar var,
telefon var,
makyaj malzemeleri var,
su şişesi var,
müzikçalar var,
cüzdanım var,
şemsiyem var,
kimliğim var.... Varoğlu VAR! Varoğlu var da nedense hala içimde o unutmuşluk duygusu. Kendimi unutuyorum bu kez yolda. Kendini unutmayan var mı hiç bu yazıyı okuyanların içinde? Bu kadar şey düşünürken kendimizi unutuyoruz yolda bu kez, bir şeyler arıyoruz ama kimi/neyi aradığımızı bilmeden dolanıyoruz öylece... Kayboluyoruz sonra, derken o saklan-kaç oyununu oynarken, hiç ummadık bir yerden bir hırsız gelip çalıp gidiyor kalbimizi, acımasızca sokuyor iğnesini! Ne ben geldim diyip haber veriyor terbiyesiz ne de ben gidiyorum hoşçakal diyor! Sen varmışsın yokmuşsun orda önemi yok, sen sevmişsin sevmemişsin onun için mühim değil, dışarıdan bakınca senin peşine düşmüş gibi görünüyor ama yalaaaaannn, koca bir yalan! Oda öyle sanıyor ya başlarda, senin peşine düştüğünü sanıyor ama oda bilmiyor aslında neyin, kimin, hangi kayıp duygunun peşinde.

Herkes gelip sobeleyip kaçıyor ya! O da kaçar diye bekliyorsun, kaçmıyor, kaçırıyor, keçileri değil haaa, seni,
yüreğini,
sevdiğini,
sevmediğini,
sana ait ne varsa alıyor götürüyor. 

-Dur! diyorsun. Dinlemiyor.
- Sus! diyorsun, konuşuyor.
- Ne yapmaya çalışıyorsun diye sormaya kalkıyorsun öylece durup bakıyor sana masumca, masumane, tüm masumluğuyla, masumluğunun verdiği saflıkla, masumunndaaaa, masumsuzundaaa diyorsun çekiliyorsun gene kabuğuna.


Ahh ulan bir yanımda olacaktı o sayfanın sonu, dedi yazar. Hangi sayfa? diye sormadan edemedi gizli gizli yazdıklarını okuyan yan koltuktaki yolcu, yolcuda ne yolcu, hepten misafir! En umarsızından, 
otobüs yoldamı kalmış,
öndeki çocuk kusmuş mu,
arkadaki bebek sıçmış mı umurunda değil. Umurunda değil dünya dedik de o kadar da değil! Bir ara dönüp soruyor işte:
- HANGİ SAYFA? Yazar şaşırdı, bir yazarın şaşırması pek de iyi bir şey olmasa gerek. Tam da bu noktada, dönemecin köşesinde, önde yük kamyonu arkada cooper ama yazar şaşırdı işte............................................................................................................................................................................................................
Bir bakmış ki noktalar çoğalmış, bir ilişkide noktalar çoğalmaya başladı mı haremde huri olmakla kelamda nokta olma konusu başlanır tartışılmaya, NE YAZIYORSUN SEN ŞİMDİ? diye sorarlar adama, anlatamazsın ki, bilirsin anlatamayacağınıda bir şans vermek istersin, başlarsın anlatmaya...
Uyuyan çocuğa masal anlatmaya benzer senin söylediklerin 3.cümleye geldiğinde, 3ü bu yüzden daha az seversin, çocuklarım arasında ayrım yapmıyorum diyen adamada basar küfrü gidersin.Nokta.dersin, bir zaman sonra senin için olur iki nokta yanyana.. Yazar burada ne anlatmak istemiş, diye sorarlar adama, acemi işte saçmalamış derler, kim yazmış ki bunu diye sorarlar, sallarsın bir isim popülaritesi yüksek olanlardan, waooovv derler, başlarlar postmodernizmin postunu işlemeye, senin demek istemediğin her şeyi çıkarırlar o yazıdan, öyle saçmalarlar ki hem de okulun damına korlar da müdür derler adama, müdürüm müdürüm derler, öper baaaşım üstüne korlar!  Modernitenin çuvaldızıyla sen eskrim oynar iken onlar ebemin beşiğinde tıngııırrr mıngııırr sallanırlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder